22 Haziran, 2007

"Bıyık" kadınlara yaradı mı?















Kadınlara milletvekili aday listelerinde daha çok yer verildi. Bu sefer aday adaylığı listelerinde de çok kadın aday vardı. Seçilebilecek yerlere “konan” kadın sayısı, geçmiş yıllara göre daha fazla. Ve 40’ın üzerinde kadın milletvekilli, parlamentoya girecek görünüyor.

Çeşitli sebepler sayılıyor bunun için, kadınların “cumhuriyet mitinglerinde” aldıkları inisiyatif; Ka.der’in yoğun kampanyaları; kamuoyu yönlendiricisi niteliğindeki kadınların medyada daha çok boy göstermeleri; yıllardır kadına yönelik şiddete karşı verilen mücadeleler; kadın hareketinin artık bir noktaya ulaşması …

Soralım:

Şu anda ortaya çıkan durum, “kadınlar için” hedeflenen bir “görüntü” mü? Ka.der’in yürüttüğü kampanyanın hedefi bu muydu? Listelerde yer alan kadın milletvekili adaylarının acaba kaç tanesi Türkiye’de kadının, (kendisinin) temsil sorunları dışındaki sorunlarının da farkında? Acaba kaç tanesi “kadın bakış açısına” sahip? Acaba kaç tanesi, genel başkanların iki dudakları arasında yer buldukları listelerin ardından, iki dudağın insafı/anlayışı dışına çıkabilecek? Acaba “seçici iki dudaklar” kendileri gibi düşünen kadınları, “bıyık şart değil” diyerek, gerçekten “erkek egemen bakış açısının” kadın yüzlerini mi parlamentoya taşıdılar?

Soruları artırmak mümkün?

Seçim kampanyalarında “kadın” aday farklılığının altı çizilmedikçe, “kadın bakış açısının” bu kampanyalara, vaatlere, söyleme, programlara yansıma(ma) biçimini gördükçe, daha fazla soru sahibi olacağız. Ve yeni soru/sorunlarla da baş başa kalacağız.

Liderler, kadın hareketine yön veren ya da onun parçası olmuş kişilere sanki “özellikle” listelerde yer vermediler. Ka.der ne Ak Parti’de ne CHP’de ne DP’de MHP'de GP'de ne de başka bir partide adaylarını, destek verdiği kadınları, hatta başkanını listeye sokabildi. Tüm siyasi partilerde davetle gidenler, beklenti içine sokulanlar çok küçük istisnalar dışında, deyim yerindeyse “ortada bırakıldı”.

Ka.der’in kadınlar için yaptığı kampanya, kadınlara mı, yoksa bir erkekten farksız düşünen ve davranan “kadınlara” mı yaradı, hep birlikte parlamento oluştuğunda göreceğiz.

Şimdi geldiğimiz noktada sormak gerekiyor: “Kota”nın genel başkanların iki dudağı arasında işlediği zaman, bir anlam ifade etmediğini anlamak için, acaba kaç seçim daha geçirmemiz gerekecek?

Kadın ve siyaset, kadının siyasetteki temsil sorunu, “kadın politikalarının” oluşturulmasındaki belirleyici rolü üzerine yeniden düşünmekte fayda var; Feminizmi hala “erkek düşmanlığı” sana kadın/erkek "bilinçsizliğinin" ülkemizdeki boyutları üzerine düşünmekte de…

Bu seçimler bir eşiğin atlanmasına, hepimizin üstündeki "vesayetin" anlaşılmasına aracılık edecek gibi görünüyor. Artık eşik atlamak kadar, eşiğin ötesini de öngörmek, hedefler saptamak gerekiyor. Sanırım milletvekili listeleriyle birlikte bu, herkes için daha anlaşılır oldu. "İki dudak demokrasisi" erkek-kadın eşitliğinin sağlandığı nadir durumlardan biridir.

“İki dudak demokrasisi"nde kadınlar için kotanın da tüm topluma yönelik kampanyaların da, “mış gibi” sonuç verdiğini görmek için seçim sonuçlarını beklemeye yine gerek kalmadı. Sadece “tasdik” kısmı millete bırakılan, iki dudak demokrasimizin "iki turlu seçimlerinin” birinci turu genel başkanlar tarafından yapıldı. Artık kimlerin, hangi “erkeklerin”, hangi “kadınların”, genel başkanlar ve ekiplerinin “vekili” seçilebileceğini hepimiz biliyoruz.

Başımıza ne geleceğini ya da gelmeyeceğini de...

Onpunto / 05.06.2007

Hiç yorum yok:

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails