30 Mayıs, 2007

İki dudak demokrasisi

Kadınlar siyasette daha fazla yer almak ve temsil oranlarını artırmak için haklı olarak seslerini yükseltiyor. Kadın Adayları Destekleme ve Eğitme Derneği (Ka.der) 2007 seçimleri öncesinde adaylık süreçlerine kadınların daha fazla katılmalarını sağlamaya çalışıyor. "Meclise girmek için erkek olmak şart mı?" adlı kampanyada temel amaç, siyasi partilerin aday listelerinde seçilebilecek yerlerde kadınların da aday gösterilmesini sağlamak.

Ka.derli kadınlar hazırladıkları posterlerde aslında, kendilerine değil, bu toplumda gittikçe kemikleşen ayrımcılığa “bıyık takıyorlar”. Ayrımcılığın her anlamdaki erkek yüzüyle, hem erkekler hem de toplum yüzleşebilsin, diye.

Ancak bu yüzleşmenin önüne dikilen ve "ayrımcılık" dışındaki, asıl büyük engeli göremiyorlar. Bu engel, demokrasimizi, siyasi partiler rejimimizi “iki dudak demokrasisi”ne indirgeyen, "siyasi partiler yasası"dır.

Bir siyasi partide herkes hukuksal güvenceye sahip olmadan, o partide-ülkede demokrasiden ve eşit koşullarda yarıştan söz etmek mümkün değil. Milletin önüne “sandık” koymak, demokrasi için yeterli değil. Sandığın öncesi ve sonrası demokrasiden ve adaletten nasibini almamışsa, ortaya sadece “iki dudak demokrasisi” çıkıyor.

Lider ve ekibinin, iki dudağı ve insafıyla oluşturulan milletvekili listelerine izin veren siyasi partiler yasasıyla, aslında sadece kadınlar değil, erkekler de on yıllardır ayrımcılığa uğruyor.

Erkek egemen bakış açısının TBMM’de “egemenlik kayıtsız şartsız erkeklerindir” biçimine birçok kez bürünebildiğinin artık herkes farkında. Ka.der’in kampanyası, Meclis'te kadınların sorunlarını sadece erkeklerin değil, erkeklerle birlikte eşit düzeyde ya da en azından sesi daha gür çıkacak sayıda kadınla çözülebileceğini görmemizi istiyor.

Ancak kadınlarımız, yükselen sesleriyle öncelikle “egemenlik kayıtsız şartsız liderlerindir” biçimine bürünmüş Meclisimizin dönüşmesine öncülük etmelidir. Bu temel sorun çözülmezse, düşük sayıda temsil, sadece liderlerin "lütfuyla" çözülebilir. Elbette kimse lütuf istemiyor. Kadınlar da millet de kendi iradesiyle seçmek-seçilmek istiyor.

Millet, her seçimde neredeyse tasdikçi konumuna indirgenmiş durumda. Uzun yıllardır liderlerin ve yakın çevrelerinin seçip, düzenledikleri milletvekili listelerini onaylıyorlar sadece. Yani Meclis'e girmek için "erkek" olmak da yetmiyor.

Kendinizi boşuna aldatmayın, parti-içi demokrasi yoksa, milletvekili listelerinde hiçbir şansınız yok. Ka.der’in kampanyasının, kadınlarımızın, gençlerimizin, erkeklerimizin, hepimizin kaderi, her seçimde olduğu gibi parti liderleri ve ekiplerinin iki dudağının arasında...

Hiç yorum yok:

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails