04 Nisan, 2011

İki dudak demokrasisi arşivine katkı - 4 -

Akif Beki'nin Radikal Gazetesi'nde 2 Nisan tarihinde yayımlanan köşe yazısı, Türkiye'de milletvekili adayı olanların özellikle "iktidar partisi"ndeki "seçim" aşamalarını içerden açık bir dille, gerçekten bir ibret vesikası olacak nitelikte aktarıyor. (İbret vesikası terimini bu aralar çok kullandığımın farkındayım, ama başka bir söz, deyim bulamıyorum.) Hele son cümleleri, birilerinin bizimle de, kendisiyle de nasıl dalga geçtiğini açıkça gösteriyor: "Demokrasilerde sandıkla gelen, sandıkla gidiyor nitekim." Beki, özellikle "parti-içi demokrasimizi" bu kadar deşifre ederken, hala sandık sözünü nasıl edebiliyor? Neredeyse herkes, her milletvekili (aday) adayı, lider ve ekibiyle gelip, lider ve ekibiyle giderken...


Buyrun her satırını dikkatle okuyun:




Seçim havaları niye gelmedi?




AK Parti, aday değerlendirmelerini son aşamaya kadar getirdi. Finale kalan bin kişilik liste, pazartesi günü dosyalarıyla birlikte Başbakan Erdoğan’a sunulacak. Seçim sath-ı mailine girdik güya, önümüz kampanya baharı. Siyaset kulisleri sıcak, ateş bacayı çoktan sardı aday adaylarında. Ama gündem durulmuyor bir türlü, sıra gelmiyor onların heyecanına ortak olmaya.
Medyayı ilk kez bu kadar mesafeli görüyorum. Gazeteler aday kulislerine ilgisiz, televizyon haberleri çekişmelere duyarsız. Siyasetin nabzını tutmuyor kimse, seçmenin ateşini ölçmüyor hiçbiri. Hararetli tartışmalar yaşanmıyor ekranlarda. Partiler kendi halinde liste yapmakla meşgul, medya oralı değil.
HSYK’nın sürprizlerle dolu kararnamesinden midir, savcı tayin terfilerinden mi; Ergenekon operasyonlarından mıdır; Libya’daki savaştan, Suriye’deki iç karışıklıktan mı? Yahut muhtemeldir ki galibi baştan belli bir yarış olmasından... Havasına giremiyoruz sürecin.
Neler oluyor parti genel merkezlerinde; kim gidiyor, kim kalıyor listelerde; ağır toplar, vitrinlik yeni isimler var mı; aday tercihlerine hangi ön mülahazalar etki ediyor? Doyurucu bir kulis haberi, adamakıllı bir değerlendirme yazısı okuyamadık hâlâ.
Aday adaylarının karnesini kilit altında tutuyor AK Parti. MHP ile CHP daha geriden geliyor. Benden bir ısındırma yazısı olsun, bakalım son havadis nedir?
Eleyenler ve elenenler
AK Parti kulislerine meraklı bir bekleyiş hâkim. Heyecan had safhada. Aday adayları ilk sınavlarını verdi, ama sonuçlar sır gibi saklanıyor.
Nihai listelerin Yüksek Seçim Kurulu’na teslim edileceği 11 Nisan akşamı saat 5’e kadar da adaylığa hak kazananlar açıklanmayacak. Akıbetinin ne olacağını henüz bilmiyor kimse. Sayıları 5 bin 500’ü bulan aday namzetlerinin uykusunu kaçıran da bu belirsizlik zaten.
Birinci kademe komisyonlarında ön eleme çarşamba günü tamamlandı. Eleğin üstünde kalan aday adayları şimdi ikinci bir süzgeçten geçiriliyor. Yarı final listesini çalışan üst komisyonlar için pazartesi son gün. Bu turu da aşan isimler, Başbakan Erdoğan başkanlığındaki nihai komisyona havale edilecek.
CHP ile MHP’de de ön eleme süreci devam ediyor. Adaylık müracaatı kabul edilenler, merkez yoklaması, bazı illerde ön seçim ve kısmi teşkilat yoklaması gibi karmaşık yöntemlere tabi tutuluyor.
AK Parti’de adaylık başvuruları 14 Mart’ta sona ermişti. Temayül yoklamalarından sonra, her birine bir genel başkan yardımcısının nezaret ettiği 12 alt komisyon, yüz yüze mülakatlara aldı adayları. Her komisyonda 3’er MKYK üyesi çalıştı.
Mesela 860 kişiyi bulan İstanbul listesi 130’lara düşürüldü. Ankara, 400 civarından 80’e kadar indirildi. Toplamda 5 bin 500 aday adayından yalnızca 1200’e yakını bir üst komisyona kalmayı başardı.
AK Parti’de yarı final
Yarı final aşaması perşembeden itibaren başladı. Bu kez her birine 2 genel başkan yardımcısının baktığı 6 komisyon yetkili. Onlar da yarı finalistleri yarı yarıya eledikten sonra, kalan 600 kişilik finalistler listesini en üst komisyona sevk edecek.
Nihai komisyona, bizzat Başbakan Erdoğan başkanlık ediyor. 6’sı sabit, 2’si değişken toplam 8 üye yer alıyor bu komisyonda. Bir alt komisyon aşamasından geçen 600 isme, mevcut 330 milletvekilinin de ilavesiyle, takriben 1000 kişi arasından son seçmeler burada yapılacak. Ve son gün geldiğinde, 550 kişinin adı formlara yazılarak sarı zarfa konup mühürlenecek.
Zarfın YSK’ya verildiği an, heyecanın tavan yapacağı andır. Herkes listelerde adını arayacak. Kimi yerini, kimi sırasını beğenmeyecek belki, ama 550 kişinin yüzü gülecek sonunda. 5 bin kişilik bakiye ise gergin haftaların ardından buruk ve derin bir iç çekerek rahatlamaya kavuşacak.
Ok yaydan çıktı; ne bu seferlik kaybedenler üzülsün ne de şımarsın geçici zafer kazananlar. Demokrasilerde sandıkla gelen, sandıkla gidiyor nitekim.
Radikal Gazetesi/02.04.2011

Hiç yorum yok:

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails