28 Kasım, 2016

OHAL ile ANAYASA yapmak...

OHAL olan bir ülkede ne yeni Anayasa tartışılır ne yeni Anayasa yapılır. Meclis'te kendi başlarına komisyonlarla, pazarlıklarla, maddeleri saklayarak, milletvekili hesaplarıyla yapılan sadece bir aldatmacadır.

15 Temmuz'da FETÖ'cülerin bu ülkenin yıllarını çalan, insanlarını katletmekten ve TBMM'yi bile bombalamaktan çekinmeyen hain darbe girişimleri en küçük ayrıntısına kadar açığa çıkarılmalıdır. Bu konuda özellikle ihmali bulunan, buna katılan ya da açık-örtülü destek veren her türlü kişi ve kurum sonuna kadar cezalandırılmalıdır.

Ancak bu darbe girişimi ülkenin muhalif unsurlarının susturulması ve tasfiyesi için bir "bahane" olarak kullanılmamalıdır. Bunun en çok, bu sinsi ve ülkenin en temel kurumlarına sızmış, hatta ele geçirmiş görünen FETÖ melanetinin işine yarayacağı aklı selim yöneticiler tarafından görülmelidir.

OHAL bir ülkenin "olağanüstü" koşullarına olağanüstü çözümler gerektiğinde başvurulan Anayasal bir argümandır. Ancak bu argümanı yeni bir Anayasa yapma, ülkenin rejimi konusunda tartışmalar yürütme, değişiklikler yapma aşamasında yürürlükte tutmak, her türlü haklı, haksız çabanın anlamını ve içini boşaltacaktır.

Sonuçları ne olursa olsun, ne kadar kapsamlı olursa olsun, referandum vs. hepsi son tahlilde göz göre göre gerçekleştirilen bu ihmal yüzünden iflas edecektir. Somut hiçbir şey ortaya çıkmayacaktır. Yapılanlar sadece ve yine milletin, ülkenin vaktini çalmaktan başka da bir şeye yaramayacaktır.

OHAL ilan edip KHK'larla bir ülkeyi ancak "idare" edersiniz, ama asla kükreseniz, zıplasanız, tepinseniz de yönetemezsiniz.

Yine tekrarlıyorum ülkenin temel sorunu ANAYASA değil, demokratik bir siyasi partiler ve seçim yasasıdır. Demokratik bir siyasi partiler ve seçim yasası ile oluşmuş bir Meclis'in yaptığı Anayasa ancak milli iradenin temsilini gerçekten sağlayabilecektir.

Bunun ön koşulu da Anayasadan önce siyasi partiler ve seçim yasalarını demokratikleştirmek, lider ve ekibinin siyasi partilerde milletin iradesine ipotek koymasını sağlayan "yasal oligarşi"ye son vermekten geçmektedir.

Türkiye'nin on yıllardır değişmeyen temel sorunu "İki dudak demokrasisi"dir.

Hiç yorum yok:

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails