28 Ocak, 2016

MHP'de iki dudak demokrasisi

MHP'de olağanüstü kongre talebiyle imza toplayan muhalifler, hem Türkiye demokrasisi için yeni bir sınav verecekler, hem de süreç boyunca yaşananlar Türkiye'nin nasıl bir "iki dudak demokrasisi" olduğunu herkese tekrar gösterecek.

Bir siyasi partiler yasası düşünün bir partide muhaliflere, Olağanüstü Kongre'yi toplamak için yeterli imzayı buldukları halde bunu gerçekleştirme şansını açıklıkla sağlamasın. Bunu engelleyebilecek bir parti tüzüğü hazırlanmasına izin versin. Siyasi partileri mevcut yönetim ve genel başkanların insafına terk etsin. Bugün karşılaşılan temek sorun Siyasi Partiler yasasının 12 Eylül'den beri korunan, hatta bizzat "siviller" tarafından daha da geriletilen anti demokratik yapısıdır ve bugüne kadar bu yapıya hiçbir iktidar sürekli dillendirmesine rağmen dokunmamıştır.

Milliyetçi Hareket Partisi'nde yaşananlar bugün birçok siyasi partimizdeki muhaliflerin kaçınılmaz kaderidir. 

Trajik olan bugün muhalif olup bunları dile getirenlerin düne kadar genel başkan ve ekibinin bir parçası olarak mevcut yapıdan hiç şikayetçi olmamalarıdır. Muhalifler Genel Başkan Devlet Bahçeli'nin iki dudağı arasından "milletvekili" gösterilirken, adaylaşma süreci böyle gelişirken, parti içi demokrasi lider sultasına indirgenirken her zaman sessiz kalmışlardır.

MHP'de yeni genel başkan adayları Meral Akşener, Koray Aydın ve Sinan Oğan, olağanüstü kongre için topladıkları 543 imzayı, avukatlar aracılığıyla genel merkez yazı işleri müdürlüğüne 15 Ocak'ta teslim etmiş, imzaları teslim almayacağı iddia edilen genel merkez, muhalif delegelerin isimlerini öğrenebilmek için imzaları kabul etmiş ve inceleme başlatmıştı.

Gelinen noktada bazı isimlerin parti üyesi olmadığı, dolasıyla imza veremeyeceği söyleniyor.Muhaliflerin mahkemeye başvurması halinde söz konusu isimlerin mahkemeye sunulacağı belirtiliyor.

Tekrarlıyorum, bugün MHP'de yaşananlar Siyasi Partiler Yasası tümüyle değişmeden her partideki muhaliflerin kaderidir. Türkiye'nin yönetim sistemi, değiştirilmesi neredeyse imkansız genel başkanların/liderlerin zekası, kapasitesi ve dar ekiplerinin vizyonuna indirgenmiş, parti örgütünün tamamen buna hizmet ettiği bir "iki dudak demokrasisi"dir. 

Partiyi tamamen Genel başkan ve ekibinin biçimlendirmesine, mevcut yapının asla bozulmamasına, kaybedilen her seçimden sonra gerekirse "ekip" değişikliği ile hiçbir şey olmamış gibi yola devam edilmesine izin veren bir siyasal yapıda gerçek bir değişim olanaksızdır. 

Ülkenin temel sorunlarını çözememesinin, bir türlü demokratikleşememesinin, temel hak ve özgürlüklerin sadece lafta kalmasının, siyasete yeni insan, düşünce, vizyon kazandırılamamasının altında yatan en önemli unsurlardan biri de budur.

19 Ocak, 2016

CHP Kurultay Sonuç Bildirgesi'nde demokratik siyaset

CHP 35. Olağan Kongresi 16-17 Ocak 2016 tarihlerinde "Demokrasi Değişim ve Kardeşlik" sloganı öne çıkarılarak Ankara'da gerçekleştirildi. Bu kongrede her zaman olduğu gibi, demokratik siyaset ve  parti-içi demokrasi konularında CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Kurultay ve genel başkan adaylığı konuşmalarında ciddi vurgular yaptı. Bu yaklaşım 21 maddelik Kurultay sonuç bildirgesine de yansıdı.




Sonuç Bildirgesinin özellikle 4. ve 5. maddelerinde hem siyasi partiler ve seçim yasalarındaki değişimin zorunluluğuna dikkat çekerken hem milletin vekilini milletin seçmesine hem de parlamentonun güçlendirilmesine özel vurgu yapıldı.

Bu maddeler şöyle:


  • Siyasi Partiler Yasası ve seçim yasaları, milli iradenin kusursuz temsilini sağlamak üzere değiştirilmeli, lider sultasına son verilerek milletin vekilini milletin seçeceği, halkın iradesinin Meclis’te baraja takılmadan temsil edilebileceği demokratik siyaset rejimi getirilmelidir.

  • Kuvvetleri tek elde toplamaya dönük girişimler boşa çıkarılarak, kuvvetler ayrılığına dayalı parlamenter demokrasi güçlü ve etkin kılınmalıdır. Parlamento güçlendirilmeli, parlamento üzerindeki her türlü vesayete son verilmelidir.
Öncelikle CHP'liler sonra da tüm seçmenler bu sonuç bildirgesinin, vaatlerin, saptamaların nasıl uygulandığı konusunda sıkı takipçi olmak zorunda.

İki dudak demokrasisi'nin sona erdirilmesinin ilk koşulu, hatta demokratik bir Anayasa'ya Türkiye'nin sahip olmasının temel zemini yeni bir siyasi partiler ve seçim yasası yaparak, seçim barajının %3-5 oranına çekilmesinden geçiyor. Bunlar gerçekleşmeden tam anlamıyla demokratikleşmek, milletin kendi vekilini seçmesi, parlamentonun ve milletvekillerinin saygınlığının artması ve lider sultasından kurtulmak gibi bir şansımız yok.

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails